Loading...
Aylak Adamın Günlüğü'nde geçen 3 kuğunun anlamını tekrar tekrar düşünüyorum. Evlerinden ayrılan bu kuğular başkalarınca fena ve talihsiz sonlarıyla hatırlatmıştır. Aylak adam ise kendi görüşünün bundan daha fazlası olduğunu defalarca ifade etmiş, yine de pek çoğu tarafından anlaşılamamış 'bireysel bir mesele' olarak yorumlanmıştı. Şöyle geçiyordu günlükte "Gözümü kamaştıran güneş, midemdeki kelebekler ve aklımda gezen aylakları bir anda farklı yerlerde terk etmem gerekti. Onların öylece gidişini izlemek bana çaresiz hissettirse de yolun ve aylaklığın uğruna geride bırakmalıydım. Kuğular nihayet evine döndü. Bu üç ölüm hem bana birer anlam kazandırdı hem de yoluma ışık gösterdi. Şimdi nerede olmam gerektiğini biliyorum." Pek çoğu bu notun 3 kuğuyla bağlantısını kuramayacaktır. Zaten bu kimsenin işi de değildir. Aylakların işidir. Halkın hep söylediği gibi 'Onların kafalarındaki aylakların yanına pek yaklaşılmaz'. Yine de bu günlüğün sonuna eklenen şu söz de dillerden düşmemiş "Sevgini bir toprağa ek, yeşerirse bahçen olur, yeşermezse başka toprağa. İki kez düşünme bile çünkü hiç sorun değil..."